Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | hayatta kalan | survivor i. | ||
In Kampuchea alone, over 35 000 people have been injured by landmines and those are the survivors. Sadece Kampuchea'da 35.000'den fazla insan kara mayınları nedeniyle yaralanmıştır ve bunlar hayatta kalanlardır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | hayatta kalan | survivor i. | ||
We're survivors. Hayatta kalanlarız. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | hayatta kalan | surviver i. | ||
General | ||||
Genel | hayatta kalan | surviving s. | ||
Genel | hayatta kalan | survivable s. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | hayatta kalan | vivor (survivor) i. |